Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bandırma'da Bir Yaz Gecesi

Bandırma'da Bir Yaz Gecesi Kentleri yaşanır yerler yapan nedir? Eminim bu soruya çeşitli yanıtlar verilebilir. Kimimiz doğup büyüdüğümüz yerlerde yaşarken, kimimiz aş ve iş peşinde dünyayı döner dolanırız. Deniz diyenler yanında, AVM yanıtını verenleri de çok duydum. Kimimiz sağlık hizmetlerinin çeşitliliğinden, kimimiz eğitim kurumlarının yetkinliğinden, kimimiz de altyapı ve imar düzeninden bahsederiz. Velhasıl hepimiz ayrı bir pencereden değerlendirmemizi yapar, kararlarımızı veririz. Ben de Bandırma'ya mecburi hizmetle gelmiştim. Geliş o geliş yıllardır buradayım. Neden Bandırma diyenlere "küçük şehrin kolaylığı, büyük şehrin bazı imkanları, büyük şehirlere yakınlık" gibi laflar ederim. Elbette Bandırma iktisadi olarak, hizmet sektörü açısından bir metropol ölçeğine sahip değil. Ama özellikle kültür sanat alanında çok yetkin ve adanmış insanların yaşadığı bir yer ve bu insanlar bu yazıyı kaleme almama vesile oldular. Dün gece evime yürüme mesafesinde olan bir yeş...
En son yayınlar

Bandırma Kapalı Pazar Yerinde Yaşanan Pazar Arabası Sorunu

Bandırma’da yaşayan ve Kapalı Pazar Yerinden alış veriş yapan Bandırmalı hemşerilerimizin son dönemde yaşadığı sorunlardan biri de alışverişte kullanılan pazar arabalarının ihtiyaca karşılık vermemesi. Evet, Bandırma’da biz pazar alışverişimizi yaparken aracımızı alt kattaki kapalı otoparka (ücreti saatlik 1,5 TL) bırakıp, aynı bir markette olduğu gibi pazar arabalarımızla yapıp, yürüyen merdivenlerden faydalanarak rahat rahat tamamlıyoruz. Ama araba bulabilirseniz. Politika Analizi derslerinde de bahsettiğim bir sorun burada da karşımıza çıkıyor. Yalın bir bakış açısıyla sorunu yetersiz araba sorunu olarak tanımlarsak sanırım tek çözüm daha fazla arabanın alınıp hizmete sunulması olacaktır. Ama eğer sorun başka bir yerdeyse bu hamle de sorunu çözmez, o nedenle daha geniş bir çerçeveden bakmaya çalışalım. Başlangıçta daha fazla olan arabaların azalmasının nedeni birilerinin sadece 1 TL depozitoyla alınan bu arabaları pazar yeri dışına çıkarması ve başka amaçlarla kullanması. Doğruya do...

Orhan Dedeoğlu’nun ardından

Aslında bir ustanın ardından demem lazım sanırım, çünkü en çok kullandığım eşyalarımdan biri onun üretimiydi. Artık bir ustanın eseri olan eşyalarımız ya azaldı ya da biz ustanın kim olduğunu bilmiyoruz. Bununla birlikte bu tarz eşyalarımız, hele bir de kullanışlıysa, daha değerli, daha özel oluyorlar. Bir terziye ısmarlama diktirdiğimiz giysilerimiz ya da ayakkabılarımız gibi. Ama hak verirsiniz ki hiçbir giysi ya da ayakkabı her gün giyilmez, mevsimine göre, ihtiyaca göre, ortama göre sırayla giyilir. Ama evimizde olduğumuz sürece her gün giydiğimiz tek şey terliklerimizdir. Çok terlik eskitmişimdir, zaten terliklerde kullanılan malzeme de pek sağlam olmadığı için durduğu yerde bile eskir, dağılır bazı terlikler. Mağazadan en iyisini aldım deseniz de uzun ömürlü olmazlar. Dökülürler, koparlar, dağılırlar. Elbette gidip yenisini almak mümkün ama bu hızlı döngü beni hep rahatsız ederdi. Günlerden bir gün Hacı Yusuf Mahallesindeki evime çıkarken, İnönü Caddesinde açtığı sergide Orhan ...

Onarıcı Tarım

Onarıcı Tarım 2019 yılı sonunda Trakya Üniversiteler Birliğinin rutin toplantılarından birine üniversitemiz Bandırma’da ev sahipliği yaptı. O toplantıda ben de üniversitemi temsilen Çevre Sorunları Çalışma Grubuna dahil oldum. Kasım ayının son haftasında Tekirdağ Namık Kemal (NKU) Üniversitesinin ev sahipliğinde toplantı düzenleme kararı alındı ve kısa sürede bilim insanları ve bürokratların konuşmacı olarak yer alacağı bu toplantının programı, özellikle de NKU Çevre Mühendisliği Bölümündeki arkadaşlarımızın koordinatörlüğünde hazırlandı. Çalışma gurubunda Trakya Üniversitesini temsilen yer alan Begonia Rodrigues ile bu süreçte tanıştık ve kendisi de onarıcı tarım konulu bir sunum yapmayı önerdi. O zamana kadar agroekoloji, permakültür kavramlarından ve Anadolu meraları hareketinin çalışmalarından haberdar olmakla birlikte, onarıcı tarım ve özellikle de pulluksuz tarım uygulamalarından pek haberdar değildim. Ama Türkçesi biraz sınırlı olan ve sunumunu İngilizce yapan Begonia’ya s...

Soma’da gece maçı yapılabilen ilk futbol sahası hangisiydi hatırlayan var mı?

Eminim 1980’lerin halı sahalarından bahsedeceksiniz, ama ben daha da eskiyi anlatacağım, hem de nizami sahaya yakın boyutlarda bir saha. Zaman 1970’lerin ikinci yarısı, ben ilkokula gidiyorum, yaz aylarında da Niyazi abinin Yeni Çarşı’daki dükkanında yazlık çıraklık yapıyorum. Ustamdan ve çarşının büyükleri amcalarımızdan yol yordam öğreniyorum, bunun yanında bankalara ve vergi dairesine yapılacak ödemeler, alışveriş, dükkân temizliği, satış, paketleme, çay-kahve siparişi, aslında pek çoğu insan ilişkilerine dair bir sürü şey öğreniyorum. Bir de çarşıdaki abiler var, onlarla da aram çok iyi, 1978 Dünya Kupası kadrolarını saydırıyorlar, ben de onlara 1974 kadrolarını. Kimler mi var? Niyazi abinin yeğeni Şevket Demir, dükkan komşumuz Mehmet Süer, rahmetli Salim Kalkan, Metin Hangül ilk aklıma gelenler. Bazıları bir futbol takımında oynuyor, Güvenspor. “Bu akşam maçımız var, seni de götürelim” diyorlar. Akşam maçı? Tamam televizyonlarda filan görüyoruz, ama o zamanın Soma’sında gece...

Aydın Uygur'un ardından

Sene 2020. Bir karantina akşamında acaba ne film var diye TRT2’yi açıyorum. Çukurova Devlet Senfoni Orkestrasının Orhan Şallıel’in yönetiminde verdiği Osmanlı’dan Viyana’ya temalı konserin kaydını izliyoruz. Şallıel İsmail Dede Efendi’nin Yine Bir Gülnihal eserini Strauss’un Mavi Tuna eseri ile eşleştirmiş ve hikayesini anlatırken ben spoiler vermeye başlıyorum. Hikayeyi Şallıer’den önce anlatıp, bir de detone sesimle hatırladığım kadarıyla söylemeye çalışıyorum ve zihnim beni yanıltmıyor, lisede ders aldığım müzik öğretmenim sayesinde hepsini ezberden okuyorum. Kendisini uzun zamandır aramadığım aklıma geliyor ve hemen telefona sarılıyorum hocamı aramak için. Rehberde etrafındaki bütün numaralarda Whatsapp yeşili varken onunkinde yok, çeviriyorum, böyle bir numara yok, diyor. İkinci bir sabit hat var onu da çeviriyorum. Ona da yanıt veren olmuyor. Aydın Hoca’nın sosyal medyada olmadığını bildiğim halde son bir umut taratıyorum. Maalesef kötü haber bir kenardan karşıma çıkıyor. 26 ...