Ana içeriğe atla

Bandırma'da Bir Yaz Gecesi

Bandırma'da Bir Yaz Gecesi

Kentleri yaşanır yerler yapan nedir? Eminim bu soruya çeşitli yanıtlar verilebilir. Kimimiz doğup büyüdüğümüz yerlerde yaşarken, kimimiz aş ve iş peşinde dünyayı döner dolanırız. Deniz diyenler yanında, AVM yanıtını verenleri de çok duydum. Kimimiz sağlık hizmetlerinin çeşitliliğinden, kimimiz eğitim kurumlarının yetkinliğinden, kimimiz de altyapı ve imar düzeninden bahsederiz. Velhasıl hepimiz ayrı bir pencereden değerlendirmemizi yapar, kararlarımızı veririz.

Ben de Bandırma'ya mecburi hizmetle gelmiştim. Geliş o geliş yıllardır buradayım. Neden Bandırma diyenlere "küçük şehrin kolaylığı, büyük şehrin bazı imkanları, büyük şehirlere yakınlık" gibi laflar ederim. Elbette Bandırma iktisadi olarak, hizmet sektörü açısından bir metropol ölçeğine sahip değil. Ama özellikle kültür sanat alanında çok yetkin ve adanmış insanların yaşadığı bir yer ve bu insanlar bu yazıyı kaleme almama vesile oldular.

Dün gece evime yürüme mesafesinde olan bir yeşil alanda (Balcı Çamlığı) açık hava sinema gösterisi düzenlendi. Bandırma Belediyesi, Film Koop ve Atölye Gölge iş birliğiyle bir seri halinde düzenlenen bu etkinliğin ilk gösterimlerine şehir dışında olduğum için katılamadım, ama 13 Ağustos gecesi açık havada çocukluğumuzdaki yazlık sinema keyfini hatırlatır bir deneyim yaşadık. Methini duyduğum ama izleme fırsatı bulamadığım Çatlak filmini, açık havada, serin bir gecede, yıldızların altında ve rejisör koltuklarımızda izledikten sonra filmin senarist ve yönetmeni Fikret Reyhan söyleşi için aramıza katıldı ve film üzerine konuştuk. Bu da benim için gecenin bonusu oldu.

Benim için bir şehri yaşanır kılan işte bu tarzda etkinlikler. Bu insanları Bandırma’da bir araya getirmek ve bütün bu süreci koordine etmek hiç kolay değil. Bu işleri kotaracak insanlar, yani nitelikli insan kaynağı açısından Bandırma çok şanslı. Adanmış sözcüğünü özellikle kullanıyorum. Çünkü kendileri sanatla uğraşan ve takip eden bu değerli hemşerilerimiz bu eserleri halka açmak ve ulaştırmak için karşılıksız bir şekilde çabalıyorlar. Ben bu vesileyle pazar akşamı Yaramaz Çocuklar filmiyle son gösterimini yapan bu mini sinema günlerinin hayata geçirilmesinde başta Atölye Gölge ve Film Koop mensupları olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Kurumsal olarak Bandirma Belediyesine ve bu etkinliği şahsen sahiplendiği ve desteklediği için Başkan Tolga Tosun’a, bu güzel ortamı hazırladıkları ve her akşam fedakarca katkı verdikleri için Kültür Müdürlüğü çalışanlarına ayrıca teşekkür ediyorum.

Son not: Bu güzelliklerin içinde maalesef ufak tefek aksaklıklar da olabiliyor. Etkinliği sunma görevi verilen görevlinin elindeki mikrofon aracılığıyla söyleşiye müdahale ederek yönetmen ve katılımcılardan rol çalmaya çalışması biraz can sıkıcıydı. Tanıtımdaki gaflarını ve her şeyi birbirine karıştırmasını bir kenara bıraksak bile, ne konuşulduğunu dahi anlamadan söyleşiye müdahil olan sunucunun anlaşılmaz ısrarcılığı ve bitişte daha da ötekileştirici bir dil kullanarak ettiği laflar maalesef yakışık almadı. İleride bu tarz toplantılarda kendisinin format ve uyulması gereken kurallar hakkında bilgilendirilmesinin yerinde olacağını düşünüyorum.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Soma’da gece maçı yapılabilen ilk futbol sahası hangisiydi hatırlayan var mı?

Eminim 1980’lerin halı sahalarından bahsedeceksiniz, ama ben daha da eskiyi anlatacağım, hem de nizami sahaya yakın boyutlarda bir saha. Zaman 1970’lerin ikinci yarısı, ben ilkokula gidiyorum, yaz aylarında da Niyazi abinin Yeni Çarşı’daki dükkanında yazlık çıraklık yapıyorum. Ustamdan ve çarşının büyükleri amcalarımızdan yol yordam öğreniyorum, bunun yanında bankalara ve vergi dairesine yapılacak ödemeler, alışveriş, dükkân temizliği, satış, paketleme, çay-kahve siparişi, aslında pek çoğu insan ilişkilerine dair bir sürü şey öğreniyorum. Bir de çarşıdaki abiler var, onlarla da aram çok iyi, 1978 Dünya Kupası kadrolarını saydırıyorlar, ben de onlara 1974 kadrolarını. Kimler mi var? Niyazi abinin yeğeni Şevket Demir, dükkan komşumuz Mehmet Süer, rahmetli Salim Kalkan, Metin Hangül ilk aklıma gelenler. Bazıları bir futbol takımında oynuyor, Güvenspor. “Bu akşam maçımız var, seni de götürelim” diyorlar. Akşam maçı? Tamam televizyonlarda filan görüyoruz, ama o zamanın Soma’sında gece...