Zaman hızla akıp geçiyor, yıllar önce açtığım bu blog yıllardır kullanılmadan bir kenarda duruyor, ve hemen bütün gönderiler yıllardır dokunmamışım içerikli, evet son gönderiden bu yana heme nhemen dört yıl geçmiş, sanırım burayı kullanıma sokma zamanı geldi. Bazı değişikliklerimiz mevcut, dostların kolay erişemediği web sitemin ismini buraya aktardım, artık adımız Rüzgar, rüzgar sözü dağıtmaya devam edecek, paylaşım daha iyi olacak, umarım!!
Bu yıl gerçekleşen 1 Mayıs kutlamalarında her sene olduğu gibi emeğe yapılan vurgu ve verilen değer ön plandaydı. Ancak yüce bir değer olduğu tekrarlanan emek konusunda son zamanlarda öğrencilerimi motive etmekte zorlanıyorum. Bizim dönemimiz, yeni kuşaklar, şimdiki gençlik tartışmalarına girmeden öğrencilerimi olumsuz etkileyen koşullardan bahsetmek istiyorum. Mezun arkadaşlarından ve çevrelerinden duydukları belli ki canlarını sıkıyor. Üst üste yüksek puanlarla girdiği mülakatlardan eli boş çıkan mezunlarımız uzun süren sınava hazırlık dönemlerinde verdikleri emeklerin heba olduğunu düşünüyorlar. Arkadan gelenler de bu durumdan fazlasıyla etkileniyorlar. İşte bu nedenle bugün biraz liyakat ilkesinden bahsedeceğim, yani bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumunun işe almalarda ve yükselmelerde gözetilmesi gereğinden bahseden liyakat ilkesinden. Başka bir yazımda kurumlar için hedefe giden her yol mubah değildir, hatta uygun da olmayabilir derken, izlenm...